Pages

26 Nisan 2010 Pazartesi

Kasaba


Doğduğum yeri seviyorum küçük bir sahil kasabası, deniz kokar akşamları insanları arasında garip bir iletişim vardır. Kâh artık göç etkisi ile eski tanışıklıklar fazlası ile söz konusu olmasa da insan kendisini güvende hisseder. En beklenmedik anlarda birisinin selamı ile yüzünüz güler.
 Bilmek ya da bilmemek burada eşit bir yerde durur önemli olan insan kalmaktır. Modern algı delinir bu küçük yerlerde her şey daha yoğun bir duygu hali ile okunur. Arkadaşlarının eşiniz dostunuz olduğunu bilirsiniz. Acele ve telaş etmemeniz gereken yerlerden birisi olarak hep aklınızın bir köşesindedir. Yıllar geçti ama değişmeyen aynı duyguları hissedebilmek, güzel bir sohbet etmenin var olduğunu bilmek. Anlaşılmak kaygısı duymadan anlatabilmek. İspat etmeniz gerekenin siz olmadığını fısıldayan bir ses gibi. Her şey yitiyor zamanla eski yeni ve daha da korkututcu olanı farklılık. Ama fark hep olduğun yerde kalabilmek.

Burada çok şey öğrendim en önemlisi de duygularımı buradan aldım bu toprakta yoğruldum. Kızgınlıklarım kırgınlıklarım ve aşklarım oldu. Hepsi gerçek anlamı ile burada varlar. İlk kez bu topraklar üzerinde öpüştüm ilk burada kavga ettim. Burada güldüm…

En önemlisi değerli birisi olduğumu burada hissettirildim. İnsan olduğumu anladım. Bir mekân insana ne katabilir denilebilir. Bir mekân insana kültürü ve daha da önemlisi kimliğini katar. Kim olduğunu kim kalacağını anlatır.

Zaman su misali akıyor. Aynı kasabanın içinden akan insanlar gibi.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Powered by Blogger