Pages

27 Nisan 2010 Salı

Zordur Ölmek


Çağırdığını biliyorum, geleceğim. Hep gelmedim mi ? Sende biliyorsun şimdi üzerime yüklediğin aynı his, gel ve öleyim. Bir balık olup oltaya takılacağını bilip yaşamak gibi.
Bir balık ol dediğin günden beri pencerenin arkasından baktığım eskiyen bir resim. Yürürken adım adım zamana ve sevdaya bir mutsuzluk içinde kalan camın nefesi ve burnumu dayadığın cam kokusu. Çamların altında sevdiğimiz biri şimdi cam kokuyor. Kristal bir ölüm gibi düşüyor zihnime ölüm, kesme bir şekerlik tadında içine doldurulan kırılmış bir yer. İçinde kırılan bir ben parçası ile sen. Daldırdığım tatlar içinde kanayan zaman ve ölüm.

Biliyorum benim suçum, benden çıkartamadıklarını senden alıyor acı. Ve kestiğim zaman bir zamanı ellerinin üzerine koyulan bir keten harf. Terlemedin ki daha be adam nedir üzerinde kuru bir havlu ve tabut. Batur kaldı ama sen döndüm ki döndüğüm yerde değildin. Ben kaldım bir sonrasında sen yoktun. Bana masal yaz deme gittiğin zaman bak bakalım Rimbaud’un cehenneminde nedir mevsim.

Aşık olursam sana söyleyeceğim dediğim için beni affet. Aşk bugün hissedemeyeceğin yaprak. Biraz kızgınlık ve kırgınlık benimkisi sen aldırma, biliyorsun hepsi gel demediğin için bana.

ps: Güzel olmadı aynı senin yaptığın gibi.

2 yorum:

..Saadet ! dedi ki...

zordur gel demek aslında
sırtında bir bıçakla yaslanmaya benzer duvara
gurur bir çivi gibi
alamaz kimse kolay kolay
ayaklarının altına
kolaydır ölmek aslında
kestin mi umudunu güzel ne varsa..

Zagzag dedi ki...

Zor evet sadece zor demek geliyor içimden.

Yorum Gönder

 
Powered by Blogger